Friday, January 19, 2007

Ermeni kimliği üzerine (7): Türkten kurtulmak

Ermeni kimliğinin Türkten azad olmasının görünür iki yolu var. Bunlardan biri, Türkiyenin (devlet ve toplum olarak) Ermeni ulusuna karşı empatik bir tutum içine girmesi ve nihayetinde Ermeni ulusunun acısını paylaştığını belli edecek bir anlayış sergilemesidir.

Bu tutum hemen olmasa da, zaman içinde Türk unsurunun Ermeni kimliğinden uzaklaşmasına yol açabilir.

Ne var ki bu şıkkın gerçekleşmesi şimdilik zor bir olasılık.

İkinci yol ise bizzat Ermeninin Türkün etkisini kendi kimliğinden atması.

İlkine göre bu ikincisi, daha bir kendi iradesi ve inisiyatifine bağlı olduğundan, gerçekleşme ihtimali daha fazla.

Esas olarak tercih edilmesi gereken yol da budur.

***

Ermeni dünyasının bunu nasıl başarabileceği ise tamamiyle mevcut duruma yeni bir anlayışla bakabilmesiyle ilişkilidir.

1915e bakmak örneğin...

Ermeni dünyası yaşadığı tarihi dramın gerçekliğinin farkındadır ve bu gerçeklik bugün dünya ülkelerinin ya da Türkiyenin kabul edip etmemesiyle değişecek değildir. Onlar kabul etmese de Ermeni ulusunun vicdanında olan bitenin adı başından beri kazınmıştır. Dolayısıyla Dünyadan ne de Türkiyeden bu gerçekliğin tanınmasını beklemek Ermeni dünyasının yegâne hedefi olamaz.

Gayrı herkesi kendi vicdansızlığıyla başbaşa bırakma zamanı gelip de geçmiştir.

***

Bu gerçekliği kabul edip etmemek esasen herkesin kendi vicdani sorunudur, bu vicdan da temelini bizatihi insanlık denilen ortaklığımızdan -İnsan kimliğimizden- alır.

Dolayısıyla gerçeği kabul edenler, asıl olarak kendi insanlıklarını arındırırlar.

Ermeni kimliğinin sağlığını Fransızın, Almanın, Amerikalının ve ille de Türkün soykırımı kabul edip etmemesine endeksli bir durumda bırakmak, Ermeni dünyasının artık terk etmesi gereken bir hatadır. Gayrı bu hatadan uzaklaşmanın ve Türkü Ermeni kimliğindeki bu etkin rolünden ötelemenin zamanı gelip de geçmiştir.

Ermeni kimliğinin çektiği bunca sancı artık yeterlidir, sancıyı bundan böyle biraz da insanlık denen aleme terketmek gerekir.

***

Kimliksel dinginliğini Türkün olumsuz ve kayıtsız varlığına kilitleyen Ermeni dünyasının, tüm ortak performansını dünya üzerinden Türke baskı uygulamaya ve soykırımı kabul ettirmeye ayırması, ne yazık ki kimliğin uyanışını erteleyen koca bir zaman kaybından başka bir şey değildir.

Ermeni dünyası, kimliğinin geleceğine bundan böyle, öylesi kavramlar yüklemelidir ki bu kavramlar bu ulusun körelmiş üretim yeteneğini tekrar fişekleyebilecek iticilikte olsun.

İşte bu nedenle, Kendi acısını sırtlayacak ve gerekirse mahşere kadar da onuruyla kendisi taşıyacak bir anlayışı Ermeni kimliğine hakim kılmak en temel yönelim olmalıdır.

Aksi durumda Ermeni dünyası kendini başkalarının gerçeği kabul edip etmeme insafına zincirlemiş olur ki...

Bu da gerçek tutsaklığın ta kendisidir.

***

Ermeni dünyasının kendisini Türkten kurtardığında, kimliğinde bir boşluk yaşayacağını ve özellikle de Diaspora Ermenilerinin kimliksel çözünürlüğünün hız kazanacağını sananlar aldanırlar.

Ermeni kimliğinde Türkten geriye kalacak boşluğu dolduracak çok daha yaşamsal bir olgu sözkonusudur o da bizatihi bağımsız Ermenistan devletinin varlığıdır.

Bundan onbeş yıl önce var olmayan bu yeni heyecan, artık her türlü etkinin ve etkenin üstünde Ermeni kimliği üzerinde büyük bir rol oynamaya namzettir.

Ermeni dünyasının geleceğini, bu minik ülkenin gelecekteki refahına ve içinde yaşayanların mutluluğuna endekslemesi aynı zamanda kendi kimliğini rahatsız eden sancılardan kurtuluşunun da bir işareti olacaktır.

***

Ermeni kimliğinin Türkten kurtuluşunun yolu gayet basittir:

Türkle uğraşmamak...

Ermeni kimliğinin yeni cümlelerini arayacağı yeni alan ise artık hazırdır:

Gayrı Ermenistanla uğraşmak.


30.01.2004

0 Comments:

Post a Comment

<< Home