Friday, January 19, 2007

Ermeni kimliği üzerine (3): Kaç Vartanın çocukları

Sonuçta Ermeniler de tam anlamıyla tipik bir Şark milleti olma özelliği taşırlar. Dolayısıyla dinin Doğu toplumlarında oynadığı tarihsel rolün büyüklüğü Ermeniler için de geçerlidir.

Dinin Ermeni milletinin yaşamındaki ağırlığı son yüzyıla değin kesintisiz sürmüştür. Din ve milliyetçilik bu süreç içinde tamamiyle örtüşmüş, Milli Kilise bir milletin vazgeçilmez öğeleri olan din ile milliyetçiliğin de ta kendisi sayılmıştır.

Öyle ki din ile milliyetçilik aynılaşmış, Biri olmadan diğeri olmaz duruma gelmiştir.

Din ile milliyetin ayrılmazlığını gösteren önemli örneklerin başında, Ermenilerin, Hristiyanlıklarının başlangıç dönemlerinde putperest komşuları Perslerle yaşadıkları Vartanants Baderazm ı (Vartanyanların Savaşı) gelir.

***

Vartanants Ermeni dünyasında iki şekilde tercüme edilir.

İlki (ve doğrusu), Pers egemenliğine karşı Ermeni Halkının Kurtuluş Mücadelesidir. İkincisi ve Kilisenin öne çıkardığı ise, bunun Dinin savunulduğu bir savaş olmasıdır.

Sonuçta hangisi kabul edilirse edilsin, Vartanyanların Savaşının Ermeni kimliği üzerinde oynamış olduğu milli ve dini rol yadsınamaz.

Şöyle ki, Ermeni kimliği üzerinde iz bırakmış iki önemli vakadan biri 1915te yaşananlar ise bir diğeri de M. S 451deki bu savaştır.

1915 mazlumiyeti, 451 ise kahramanlığı simgeler.

Kahramanlık ve mazlumiyet ise yine Doğulu kimliklerin iki vazgeçilmezidir.

***

Vartanantsın bugüne intikal eden anlamı Kilisenin tercümesinin hakimiyet sağladığına işaret eder.

Ateşe tapan Perslerin büyük baskısına direnerek muharebe meydanında can veren ama dininden dönmeyen kahramanlar, bir yandan milliyetçi bir kimliğin oluşmasında vazgeçilmez bir öğe olan kahramanlık olgusunu tamamlarken, Kilisenin öneminin de artık silinemeyecek bir şekilde kimliğe kazınmasını sağlamışlardır.

Sonuçta, Vartanayanların savaşı Ermenilerin yenilgisiyle sonuçlanmış olsa da, dininden dönmemenin bir simgesi haline gelmiş ve Hristiyanlığı Ermeni kimliğinin vazgeçilmezi haline getirmiştir.

Kaç Vartanların (Cesur Vartanlar) kahramanlıkları Ermeni tarihinden Ermeni kimliğine akan, hemen her yıl yinelenen bir ritüeldir.

Diaspora ve Ermenistandaki Ermeni okullarındaki sınıflarda bir duvarda 1915 anlatılırsa, diğer duvarda da Kaç Vartanlar anlatılır.

***

Milliyetçiliğin dinden bağımsız bir görünüm arzetmesi ise nispeten son yüzyılda görülür. Dinsiz Ermeni kimliği denemesi üç çeyrek asırlık Sovyet döneminin bir ürünüdür. Bu dönemde hem yerel milliyetçilikleri hem de dinsel inanışları sosyalist öğretinin materyalist felsefesiyle yoketmeye çalışan sistemin elde ettiği başarının, kabul etmek gerekir ki, bir ayağı topaldır. Materyalist felsefenin bir miktar insanları dininden imanından ettiği görülse de milliyetçilik aynı akıbeti yaşamaz. Sonuçta koca Sovyet dağılır ve bu milliyetçi direnişler Asya kıtasında yeni ve bağımsız cumhuriyetlere dönüşür.

***

Sovyet dönemi, bağımsızlığını kazanan diğer halklar için olduğu gibi, Ermeniler için de yeni bir kültürün temellerinin atıldığı süreçtir.

Bu dönemde sosyalist, dinsiz ve de milliyetçi aydınların sayısı artar.

Ermeni kültürü ve sanatında kilisenin etkisinden uzak bağımsız eserler verilir. Ermeni kültürü ve sanatı yerelliğinden sıyrılır ve evrensel değerlerle buluşur. Evrensel düşünebilen ve eserler veren temsilciler bu dönemde ortaya çıkar.

Doğrudur, Sovyet dönemi Kiliseyi ezmiştir ancak Ermeni kültürünün de evrensel boyutlara heveslenmesine yol açmıştır.

***

Bugün Ermenistanda yaşayan Ermenilerin büyük bölümünün kilise ile araları mesafelidir. Onun içindir ki Kilise bağımsızlık sonrası tüm performansını bu mesafeyi azaltma hamlelerine adamış, toplum üzerinde kaybettiği etkinliğini yeniden tesis etmek için yoğun bir çaba içine girmiştir.

Kilisenin çabası kendi içinde anlaşılır olmakla birlikte artık kabul etmek gerekir ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Bundan böyle Ermeni kimliğini geçmişteki değerlerle tanımlamak yetersiz kalacaktır.

Eğer yaşam bugün gelmiş 8 milyonluk Ermeni dünyasının 5 milyona yakınını dünyanın dört bir yanına dağıtmış ve hemen hepsini birbirine benzemez Çift kimlikliler haline dönüştürmüş ise, bugün bizatihi Ermenistandaki yurttaşların büyük bölümü halen kendi bağımsızlıklarını terkedip başka ülkelerde yeni yaşam biçimleri arıyor iseler, gayrı Ermeni kimliğini Kilisenin tanımladığı sınırlar içerisine hapsetmek çabaları abesle iştigalden başka bir anlam taşımaz.

Kabul etmek gerekir ki, Ermeni kimliğini salt dinsel motifler ve milli söylemlerle sınırlamak artık mümkün değildir.

Kimlikteki çeşnilik artmaktadır ve kimliğin tarifine de yeni cümleler gerekmektedir.

05.12.2003

0 Comments:

Post a Comment

<< Home